www.mertsuslu.tr.gg
 
KONULARIMIZ İLE İLGİLİ LİNKLER  
  -ANA SAYFA-
  9. BEYIN GIDALARI
  10. BEYIN GUCU ICIN-BESIN TABLOSU
  11. BEYIN HAKKINDA MERAK EDILENLER
  12. BEYIN ICIN GEREKLI GIDALAR
  15. BEYNIMIZ HAKKINDA BAZI GERCEKLER
  16. BEYNIN COZULEMEYEN 10 SIRRI
  17. Beynin İhtiyacı Gümüş İyonu
  18. BEYNINIZ HANGI RENK
  20. CHI ENERJISI HERYERDE
  21. CHI GONG EGZERSIZI
  22. CHI GONG SISTEMLERI
  23. DC MOTOR YAPISI
  24. DUSUNCENIN TEMEL TASLARI
  25. EGITIM VE GELISTIRME SETLERI
  26. ELEKTRONIK ARSIVI
  27. ENDÜSTRİYEL ROBOTLAR
  28. ENGLISH
  29. EVREN NE RENKTIR
  32. GEZEGENLERIN INSAN USTUNDEKI ETKISI
  33. GUNES ENERJISINDEN ELEKTRIK ELDE ETME
  34. HAFIZA EGITIM SETI
  35. HAFIZA KUTUPHANESI
  36. HAFIZA VE ELEKTRIK AKIMI ILISKISI
  37. HERSEY DUSUNCEDE BASLAR
  38. HIZLI OKUMA
  39. HIDROJENIN ELDE EDILMESI
  40. HİPER UZAY NEDİR
  41. ISIKTAN DAHA HIZLI BIR GUC
  43. KAOS VE KELEBEK ETKISI
  44. KITAP KATALOGU
  45. Konsantrasyonu Arttiran Yiyecekler
  46. MANYETIK ALAN TEDAVISI
  47. MANYETIK ALANLAR
  48. MEDITASYON TEKNIKLERI
  49. MERIDYENLER
  51. Motivasyon icin 20 Önemli Ders
  52. MUTLULUK ICIN KISISEL GELISIM KURALLARI
  53. Naquadah Nedir?
  54. OZGUVEN GELISTIRME TEKNIKLERI
  55. PARALEL EVRENLER
  56. PIRAMIT ENERJISI
  56. PIRAMIT ENERJISI-INGILIZCE KAYNAK
  58. PISISIK YETENEK TESTI
  59. QI GONG (CHI KUNG)
  61. Ruzgar Turbini Yapısı
  62. SARKAC KULLANIMI
  65. SIPARIS VE HESAP BILGILERI
  66. SUGILIT
  68. SUPTIL ENERJILER
  68. SÜPER SİCİM TEORİSİ
  69. SASIRTAN GERCEKLER
  71. TELEKINEZI ÖĞREN
  72. TELEKINEZI TARIHI
  73. TELEPATI
  74. UFO TEKNOLOJISI
  77. VIDEO ARSIVI
  78. VUCUTTAKI ELEKTRIK AKIMI TESTI
  80. Wraith Enzimi
  81. YENILENEBILIR ENERJI KAYNAKLARI
  83. ZIHIN KONTROLU
  84. ZIYARETCI ISTATISTIKLERI
  MANYETIK ALAN SAG EL KURALI
  63. Sıfır Noktası Modülü (SNM)
  79. WARP HIZI NEDİR ?
  STRES AZALTMANIN 40 YOLU
  SIRADISI YAPILAR
  EVREN-UZAY-SONSUZLUK
  Fazla Şeker Beyin için Zararlı
  BEYNE ZARAR VEREN ALISKANLIKLAR
  UFO DOSYASI
  UFO TEKNOLOJISI VE HITLER
  ILETISIM
  Neden İlkokulu zor bitirmiş bazı işadamları, ünlü profesörlerden fazla para kazanırlar?
  ÇİN DEKİ TÜRK PİRAMİTLERİ
  RE-İKİ NASIL YAPILIR
  BEYNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN 20 MADDE
  BEYINDE RENK VARMI ?
  SUYUN BEYİN İÇİN ÖNEMİ
  Çakra Meditasyonu
  Forum-BEYİN EĞİTİMİ VE GELİŞTİRME MERKEZİ
  Haberler
  DÜŞĞNCE GÜCÜ İLE TEDAVİ
  KUANTUM FİZİĞİNE GÖRE GÖZLEMCİ KİMDİR
  KALORİ CETVELİ
  PERİODİK ELEMENT TABLOSU
  MADDENİN BAŞLANGICI
  Beyin öyle bir güçtür ki...
  Yunuslar İnsanlar Kadar Zeki Olabilir mi?
  Aşırı Korumacılık Çocuğun Beynine Zarar mı veriyor?
  SIPARIS HATTI
  AZTEKLER
  FENİKELİLER' E NE OLDU ?
  Kelebek kanatlarindaki harf ve rakamlar
  Elektronik Çöpler
  Daha İyi Öğrenmek İçin Bol Bol Rüya
  Manyetik Alan, Ahlaki Yargılama Yetisini Etkiliyor!
  Sigara ve IQ
  ŞEKER HASTALARI İÇİN YİYECEK DEĞİŞİM LİSTESİ
  DOWNLOADS
  YUZYILIN FELSEFE BILMECESI COZULDU :-)
  SONSUZ SAYILARIN OKUNUSLARI
  İNTERNETTEN PARA KAZANMAYI ÖĞREN
  DUYGULARIN BEDENE ETKİSİ
  UNUTKANLIĞA KARŞI ETKİLİ FORMÜLLER
  Google Optimizasyon
  IŞIK VE UZAKLIK
  Nikola Tesla
  BEYİN GUCU İNDEX
  SPONSOR LINKLER
  MUCİZEVİ SIVI KAN VE KALP
  LINK MERKEZI
  Linkler
  Carl Sagan'ın Kozmos'unu Online İzleyin
  Kavramsal Algılamalar
  Yabancı Aksan, İnanılır Olmayı Zedeliyor!
  ŞİFACILIK SİSTEMLERİNDEN REİKİ
  Yaşar Nuri Öztürk kimdir
  Wikileaks' ten Son yazılar
  Mucize Mineral Solüsyonu
  WEB-Siteni Ekle
  Düşünce Gücü İle tümörü yenmek
  HOST-DOMAIN-REKLAM
  Yasaklı sitelere girme ve OpenDNS
  Neo Spiritualism
  Refleksoloji Mucizesi
  Cep telefon kulaklıkları vücuda etkiyi azaltıyor mu?
  Spatyon Nedir ?
  Köşe Yazıları
  VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI
  YOGA NEDİR ?
  Web Master Bölümü
  En iyi Hosting
  En Aktif Siteler
  Modüller
  EĞİTİM SETLERİ
  html
  Yeni Facebook Sayfamız
Copyright Mert Suslu www.mertsuslu.com www.mertsuslu.tr.gg www.mertsuslu.net.tc
UFO DOSYASI
 UFO´lar bize gelmiyor mu?

Yurdumuzda öyle yoğun yaşanan, ciddi olarak dokümante edilmiş UFO olaylarına çok az raslanıyor. Burada sizlere ciddi olarak kabul edilen klasik bazı Türkiye UFO olaylarını belgelemek amacıyla sunuyoruz. UFO olayları bizde batıda olduğu gibi değildir, çoğundan kimsenin haberi olmaz, suyun üstünde görünenler ise çoğunlukla medyatik veya sansasyona yöneliktir. Hatta zaman zaman Türkiye´de UFO´lar eğlencelik dahi olabilirler. Buna karşın, bazı klasik UFO olaylarımız vardır, zaman zaman akla gelirler veya bir yaş kuşağının çizgisi içinde kalırlar, birkaçını anımsatmakta yarar var. Safranbolu´daki UFO´lar


Safranbolu Amerika´dan, Japonya´ya kadar tanınan şirin bir ilçemiz. Bu ilçenin tanınmasının nedeni ise buradaki değişmeden kalabilen meşhur Safranbolu evleri. Safranbolu´daki evler çok uzun zamandan beri değişmeden kalabilmiş olan eski Türk evleri. Bütün ilçe kendiliğinden bir müze haline gelmiş. Burada sizlere Safranbolu evleri hakkında fazla birşey söyleyemiyoruz. Zaten buna gerek de yok. Onlar bu yazının ilgi alanının dışında kalıyorlar. Yaklaşık olarak onbeş yıldan bu yana Karabük çevresinde bir çok kimse UFO gözlemi yapmış fakat gökteki ışıklı cisimlerden başka herhangibir tezahür olmadığı için olaylar zamanla ya unutulmuş veya alışılmış ve güncelliğini kaybetmiş. Bu bölgedeki UFO aktivitesinden, konuyla yakından ilgilenen birçok kimse gibi bizim de haberimiz vardı ve bölge bizim gözümüzde dikkat altında tutulması gereken bölgelerden biriydi fakat şimdiye kadar burayla özel olarak ilgilenmeyi gerektiren bir olay da oluşmamıştı. Bülent Kısa ve Ata Nirun Safranbolu´daydılar...





Ata Nirun´un gördüğü UFO´lar

"Ağaçların Arasından Çıktı.."

1985´de, akşamüstü saatlerinde Adana Osmaniye´den tuttuğum taksi ile dönüş yolundaydım. Hava loştu, çevre tamamen boş ve yer yer ağaçlıktı. Günbatımını görüntülemek için arabayı durdurdum makinemi alarak indim ve yol kenarındaki küçük bir tepenin ardından gözüken yakındaki ağaçlığa doğru birkaç yüz metre yürüdüm. Birden garip bir ses sanki bir vızıltı duydum. Rahatsız ediciydi, arabaya dönüp baktım ama aracımı göremiyordum, tepenin ardındaydı. Arkamda bir hareket hissedip döndüğümde, ağaçların arasından sarı, yeşil ve turuncu ışıklar saçan dairesel bir kütlenin göğe doğru ağır ağır yükseldiğini gördüm. Bu kütle asla normal birşey değildi, öylesine şaşırmıştım ki boynumda asılı olan fotoğraf makinemi dahi unutmuştum. Birden aklım başıma geldi, makineyi kaldırdım, doğru dürüst ayarlayamadan peşpeşe birkaç kare resim çektim ama ben makineyi cisme doğrulttuğum anda cisim birden hızlandı ve yukarıya doğru bir ışık çizgisi halinde uçarak yokoldu. Makinemdeki filmi banyo ettirdiğimde, sadece ışıklı bir çizgi görülüyordu. Gözümle yaşadığım olayı görüntüleyememiştim. Ama bu salt benim başıma gelen bir olay değildi. Birçok kişinin de başına gelmişti. Kısacası, UFO´ları görüntülemek o kadar kolay değildi.

Ocak 1982 Adana olayı ile ilgili Hürriyet gazete küpürü


"Bu Bir UFO Olabilir!"

Türkiye UFO olaylarında, 1983´den sonra bir azalma görülür, buna karşın toplumumuz dünya medyasının da etkisiyle dünyadışı yaşam gerçeğine çok daha yakın ve hazırlıklıdır artık. En son 1993´de Ankara´da Ulus Meydanı üzerinde çok renkli bir cisim görüldü. Yetkililer önce uydu veya göktaşı olabilir dediler ama sonra Meteoroloji´den Aydıner Sarıkaya; "Bu bir UFO olabilir çünkü uydular bir iki dakika içinde kaybolmazlar, göktaşı ise belki ama renkler anlamsız..." dedi. Temmuz 2´de ise, İstanbul Emirgan´da bir ana oğul, bir saat süreyle yine çok renkli, garip hareketler yapan bir cismi gökte izlediler. Sonra sıkılıp yattılar ama cismi gören başkaları da vardı, yetkililer ise yorum yapmadılar. Sonra bir ara Kandilli Rasathanesi yetkilileri, gök cisimlerini yakından izlemek için yeterli cihaza sahip olmadıklarını açıkladılar.

Belki benzeri bir kaç olayı daha anlatabiliriz ama dökümantasyon çok yetersiz, doğru dürüst tek bir fotoğraf bile yok, tanıklar ise çoğu zaman çelişkili ve unutkan. Yeni olayları bekliyoruz ama daha da önemlisi bu alanda konuşmaktan çekinmeyecek uzmanların ortaya çıkması; taraftar veya değil hiç fark etmez, önemli olan bu konuda konuşulması. Türkiye UFO olaylarının düzenli bir mantığı olduğu pek söylenemez fakat 1981-1982 yılında çok yoğun bir UFO trafiği yaşandığı yadsınamaz gerçekten de o dönemde ilginç örneklere raslanmıştır. Tüm anlatılanların % 75´ini yalan ve yanılgı olarak kabul etsek dahi, kalan bölüm ciddi ve hatta tartışılmazdır. Astronomlar, meteoroloji uzmanları, havacılık yetkilileri artık samimiyetle atmosferde veya uzayda oluşan her olayı tanımlayamadıklarını ve çözümleyemedikleri açıkça söylemekteler. Doğa gizemini sürdürmektedir ve biz tüm ileri teknolojimize ve bilgi düzeyimize rağmen doğa karşısında yetersiz ve bigisiziz hatta aciziz. 1983´de ve 1985de benzer iki UFO olayını bizzat yaşamıştım, ilkinde diğer olaylarda olduğu gibi ailece, birkaç dostumuzla beraber Bostancı´daki evimizin balkonunda akşam yemeğindeydik. Birden karşıdaki apartmanların üzerinde bir ışık patlaması oldu ve hayal edemeyeceğim kadar büyük rengarenk bir kütlenin bulutların arasından süzüldüğünü hepimiz gördük. Öylesine büyüktü ki, sanki Star Wars´daki dev uzay araçlarını seyrediyorduk ama o yıllarda Star Wars yoktu. O garip renklerin arasında, pencere veya benzeri şekiller vardı. Işıklar sürekli yanıp sönüyor ve kütle ağır ağır ilerliyordu. Sanki çok daha büyük bir cismin çok küçük bir bölümünü izliyorduk. Olayı, sadece biz değil o yöne bakan tüm evlerin balkonlarında oturan herkes görmüştü. Ve sonra birden flulaşarak eridi gitti. Neydi? Hala bilmiyoruz, acaba ne zamana kadar?

Polatlı´da görülen UFO olayını anlatan gazete küpürü

THY uçaklarının önüne çıkan UFO´lar...

En garip olaylardan birisini yine 1984´ün Nisan ayında, THY pilotları yaşadılar. İstanbul-Ankara arasında uçan DC-9 tipi uçak İnegöl üzerinde 9000 m. yükseklikte uçarken bir UFO ile karşılaştı. Pilot, yardımcısı ve uçuş mühendisi olayı şöyle anlatıyorlardı; "Çok yukardan ışıklı bir cismin yere doğru çok hızlı bir pike yaptığını farkettik, bir uçağın düştüğünü sanarak üzüldük fakat cisim o inanılmaz hızına karşın bizim çok ilerimizde, aynı hizada birden durdu ve havada asılı kaldı. Yeşilköy´le haberleşerek, o bölgede uçan bir araç olup olmadığını sorduk, cevap negatifti. Öyleyse, bu bir UFO´ydu. Farlarımızı yakarak sinyal verdik, işte tam o anda cisimden öyle bir ışık parlamasıyla cevap verildi ki, dünyada bu tür bir ışık kaynağının olabileceğini sanmıyorum, Güneş kadar parlaktı. Daha sonra bulutların arasına yükselip kayboldu. Birçok pilot arkadaşlarımız UFO´ları gördüklerini söylerlerdi, pek inanmıyorduk ama o gece karşımızdaki cisim gerçekti. Ama en önemlisi, bildiğimiz tüm fizik kurallarına aykırı olarak uçuyordu. Böyle bir uçuş aracını kıskançlıkla izledik.." "Yumurta biçimindeydi.." Benzeri bir olay bir başka THY uçağının da başından geçti. 27 Ekim 1989 günü Boeing 727 ile Zürih-Antalya seferini yapan Kaptan Pilot Selahattin Sivri anlatıyor: "Gece saat 23:00 civarıydı, Yugoslavya üzerinden uçuyorduk, birden sol üstümüzde çok ışıklı bir cisim gördük ve uçak zannettik. On dakika sonra cisim önümüze geçti, bu arada Belgrad ve Sofya alanlarıyla yapılan telsiz konuşmalarını dinliyorduk ama uçuş bölgemizde bulunan böyle bir gök cismi ile yapılan konuşmaya tanık olmadık. Uçuş mühendisim Pertev Arıkan beni uyararak, bu cisim konuşma yapmıyor, sürekli kırmızı, yeşil ve çok parlak beyaz ışıklar yayıyor, dedi. Artık önümüzde uçuyordu, şekli tam bir yumurta biçimindeydi, inanılmaz bir renk cümbüşü içinde yol alıyorduk. Bulgaristan üzerinden Türkiye´ye yaklaşırken, Yeşilköy´ü aradık ama radarlarında hiçbir hava trafiği görmediklerini söylediler. Hava sınırımıza yaklaştığımızda cisim beyaza dönüştü ve yükselmeye başladık artık sadece beyaz bir ışık topu görüyorduk, derken kayboldu.." Kaptan Pilot Sivri ve arkadaşları dünyadışı bir cisim ile karşılaşmışlardı ve onların da yaşamları artık değişmişti.


Gerçekten de, ünlü astronotlarda da olduğu gibi, UFO´larla cidden karşılaşan insanların yaşamlarında değişimler oluyor, dünyayı ve yaşamı bir başka yorumlamaya başlarken, karekteristik değişimler görülüyor. Neil Armstrong, Ay´a ayak basan ilk dünyalıydı ve bu kolay taşınacak bir ünvan değildi fakat Armstrong´u toplumdan koparan, mistik bir yaşama yönlendiren temel nedenlerin ilk ikisi evrenin sonsuzluğunun içinde varolduğunu fark etmesi ve tanık olduğu UFO gözlemleriydi. Artık dünyada olanlar, yaşam kavgaları ve hatta İnsanlık ona çok anlamsız ve daha da ötede aptalca geliyordu. Bu psiko-şok daha birçok insanda ortaya çıkmış ve çıkmaktadır, öte yandan UFO deneyi yaşamadıkları halde çok fazla bu konuya giren insanlarda da benzer sendromlar görülmektedir. Aslında bu olayın ardında, makrodan mikroya bakıldığında, yaptıklarımızın anlamsızlaştığı ve bir noktada da gereksizliği gerçeği saklıdır.


Türk Hava Yolları ve UFO Ekim 1989 Hürriyet gazetesi gazete küpürleri









1984 yılının 15 Haziran´ında İstanbul´da Çekmece´den Bostancı´ya kadar uzanan alanın üzerinde saat 22:00 civarında yüzlerce insan, önce yıldız kayması sandıkları parlak ışıklar saçan üç cismi gözlemlediler. Cisimler denizin üzerine inecek kadar alçalınca, gazetelere ve yetkili kurumlara sayısız telefon edildi. Yeşilköy Hava Meydanı yetkilileri, yaptıkları açıklamada cisimleri gördüklerini, dürbünle izledikleri belirttiler. Cisimler bilinen uçuş araçlarından değildiler. Yine aynı yılda, İstanbul Kandilli´de oturan ve dostlarıyla yalısının bahçesinde yemek yiyen Nilgün Sapmaz, tepelerin üzerindeki ağaçların arasından çıkan disk biçiminde, rengarenk ışıklar saçan bir cismi gördü. Dürbünle baktıklarında normal olmayan bir cisimle karşılaştılar.






Aksaray´da görülen çılgın UFO´lar

1981 yılı Türkiye tarihinde en yoğun UFO olaylarının yaşandığı yıldır yani Niğde Aksaray olaylarından söz ediyoruz. Aksaray olayları o kadar çok yazılıp çizildi ki, bir kez daha tekrarlamaktan kaçınıyor ve daha az duyulmuş olayları belirtmek istiyoruz. Fakat, Niğde Aksaray olayları gerek tanık sayısının yüksekliği, gerekse de gök cisimlerinin netliği yönünden dikkat çekicidir ama kabul etmek gerekir ki her kitlesel UFO olayında olduğu gibi anlatılan olayların yarısından fazlası da yalan ve yanılgıdır. Aksaray olayları 1982 yılının Şubat ayı´nda da tekrarlandı ve İzmir, Tire, Eceabat, Edirne, Trabzon, Yalova, İstanbul ve Balıkesir´de de UFO gözlemleri yapıldı. Ama kaçı gerçekti? Bu bilinmiyor çünkü o dönemde tam bir UFO çılgınlığı ve modası vardı. Buna rağmen, yaşanan bazı gerçek daha da uygunu açıklanamayan dürüst olayları şarlatanlık ve yanılgı ile karıştırmamak da mümkün değildi.






Marmara Denizi´nde ne var?

Bilinmiyor, garip ama gerçek bazı kaynaklarda benzeri başka olaylar da var ve belki de hiç duymadıklarımız. Örneğin, Çanakkale Savaşı´nda kaybolan Norfolk Taburu belki zamansız bir boyutta hala savaşta olduklarını zannederek yaşıyorlardır, eğer UFO´lar tarafından kaçırılmadılarsa tabii ki, aynen Bermuda Şeytan Üçgeni´nde anlatıldığı gibi.. Zamanı yitiren ve aradan saatler geçtiği halde, kollarındaki saatlerin sadece 15 dakika ilerlediğini farkeden insanlarda olduğu gibi.. Bir deniz albayı anlatmıştı, kaptanı olduğu savaş gemisiyle Marmara´dan Çanakkale´ye doğru yaklaşırlarken gemi birden aşağıdan dev bir yumruk yemiş gibi havaya kalkıp yine suya düşmüştü. Hiçbir aygıt hiç bir şey kaydetmemişti, deniz ise çarşaf gibiydi. Ne olmuştu? Birçok araştırmacıya göre Çanakkale olayı bir UFO olayıdır. Eğer, UFO´ların kaçırma olaylarının gerçekliğine inanırsak, acaba olabilir mi? Daha eski olaylardan söz edilse de, Türkiye UFO olaylarının çıkış noktası Çanakkale olabilir. Neyse, biz yakın geçmişten başlayarak bazı Türk UFO´larına bir bakalım.






__________________
Çoban Behçet´in uzaylıları


Türkiye´de medyatik olmayan, daha da önemlisi tüketim platfromu olmayan UFO olgusu ve paralelindeki literatür gerçekten de yetersizdir. Eldeki malzemenin içinde yer alan Niğdeli çoban Behçet Öcal olaya, dikkate değerdir. Öncelikle, ortada Anadolu tarzı olmayan bir iddia vardır, sonra da uzaylıların çizdirdiği varsayılan bir harita.

Türkiye´de UFO gözlemleri batıdaki gibi, sık ve kapsamlı değildir. Yaşanan olayların belki de çok azı yansımaktadır zaten UFO literatürü olmadığı için olayları yaşayanlar neyi, nereye haber vereceklerini de bilemezler. Klasik senaryo, önce bir UFO´nun görülmesi, sonra bir medya organında öylesine magazin-haber olarak yer alması, bu arada yetkili ağızların daima "bu bir yıldızdır" demeleri şeklinde gelişir ve son bulur. Zaten yurdumuzda, şu ana kadar dünya UFO literatüründekilere benzeyen tartışmalı da olsa, iyi bir fotoğraf hala çekilememiştir. Konunun Türkiye´deki en iyi araştırmacısı olarak kabul edilen Haluk Egemen Sarıkaya, "Türkiye UFO Raporu-1985" ve "UFO Gerçeği-1982" ve "Türkiye Gizemleri" adlı kitaplarında mükemmel bir araştırma ortaya koymuş olmasına rağmen kırık dökük bir iki fotoğraf ve eskizin dışında görsel malzeme elde edememiştir. Her yıl, birçok UFO ihbarı yapılmakta ama bir türlü aranan düzeyde fotoğraf çekilememektedir. Kısacası, Türkiye UFO literatürü görsel yönden fakirdir, bilgi yönünden ise Sarıkaya´nın arşiv niteliği taşıyan çalışmaları sayesinde kalıcı olabilmiştir. Ama arkasının geldiği söylenemez.

Gerek, Sarıkaya´nın çalışmalarında, gerekse de 18 Aralık 1977 tarihli Hürriyet gazetesinde yer alan Niğdeli Çoban Behçet olayı, "Üçüncü Türden Buluşma" klasmanına yani yakın temas olarak alınabilir. Ama olayın ilginç yanı, Çoban Behçet´in 1977´de gündeme gelmesinden çok öncelerde yani 1948´den beri dünyadışı canlılarla ilişkide olduğunu iddia etmesidir yani 29 yıl sonra konuşmuştur. Ama en iyisi Behçet´i kendi ağzından dinlemektir; 22 Mayıs 1982´de Ankara´da yapılan Ruhçuluk Toplantıları´nın sekizincisinde Behçet Öcal konuk edildi ve davetlilerin önünde konuşuldu. Konuşmayı toplantıyı yöneten Gürmen Güler yönlendirmişti; aşağıdaki metin olduğu gibi bırakılmıştır yani konuşmacının ağzından çıktığı şekliyle yayınlanmaktadır;

Gürmen Güler - Behçet Bey, uzaylı dostlarınızla irtibatlarınız nasıl oldu?

Behçet Öcal - 1948 yılında, bir meradaydım; öğleden sonra saat iki sularıydı, birden güneş ziyasını kesen bir ziya meydana geldi, renkliydi; başımı kaldırdığım zaman bir saniyede belirli bir taş yığınının içine soba borusu uzunluğunda, beş altı metre gibi gözüktü. Bir saniye içinde taşların içine indi, mermi şeklinde. O zaman tabii uzaylı falan diye köy yerinde hiçbir şey bilmiyorduk, ben top mermisi patlayacak diye bir korku geçirdim. Taş yığını ile aramız 40 m. falandı; gemi hiç gözükmedi, indikten sonra gemiyi göremedim fakat geminin indiği yerde 3 kişi meydana geldi, üçü de bir boyda. Şunu düşünebildim; Amerika´dan mı, Rusya´dan mı acaba? Türkiye´de o şeyin olmadığını az çok bilmiyorduk; fakat ben bunu içten geçirirken dediler, biz filan yerden geliyoruz, hiç korkma; göğüslerinde cep aynası büyüklüğünde bir zincire bağlı, bel kemeriyle irtibatlı, daktilo tuşları gibi incecik, sim parıltılı, kıvıl kıvıl üçününkü de hiç durmadan çalışıyor. İçimde o an hiç korku kalmadı, o ferahlığı hiç daha görmemiştim; huzur diyelim; Neticede bize aktardılar şeylerini, aldık. Biz bunu senelerce çok gizledik, çok gizledim ki, o zaman hiç şey yapılmazdı; cin şeytan diye birşey vardı, herkes bunu düşünür, bu korkuyla kimseye açamadık, çok yıllar geçti aradan. Amcamız Eskişehir mıntıka amiriydi, dedi ne yapıyorsun falan filan, durumu açtık, dedi bunu ne yapacaksın, hiç dedim. Böyle şeylerin varsa, Nassa´ya filan, dış devletlere gönderelim dedi. Hayır amca, dedim, böyle şey istemiyorum, 77´ye kadar biz bunu sakladık. 77 Aralık´da bir general ile, ben o zamanlar Bahçelievler´deydim; Hürriyet´e gittik; bize dediler ki; uzaylı gördük, uzaylılarla görüştük, konuştuk, gemilerini gördük diyenleri bastık, gazetemiz kirlendi; artık böyle şeyleri basmıyoruz. Peki, Beyefendi dedim; ber yer dünyasında hiç görülmemiş, şurdan burdan alınmamış .irşey getirsem basar mısınız? Dedi ki, filan gün bizi ara, grup toplantımız var, İstanbul´dan bir profesör gelecek, o gün gelebilir misiniz? Hay hay, dedik, dedikleri gün vardık, çıkarttık, açtık, dağıttı, hepsi üşüşüp baktılar...


aşağıda konu ile ilgili röpörtaj bulunmakta



GG - Evren haritasını nasıl çizmiştiniz?

BÖ - Onu bir gece evde, odada elektrik yoktu, bizim hanım lamba tutmak şartıyla çizildi, yardımcım vardı, kimse çizemez; orda da profesör dedi ki; İstanbul´dan gelen; bunu basarız, bravo Türkiye için, Türkiye´den böyle dış devletlere kainatın haritası çizilmiş ne mutlu, bu imkansız bir kişinin çizmesi... üzerindeki işlem dediler, kıl kadar hata olmaması ve bastılar; 77 Aralık´da pazar günü çıkmıştı Hürriyet´te.

GG - Ondan sonra devam ediyor mu? Uçan dairelerle temaslar?

BÖ - Temaslar, evet çığırttığımda. istediğimde o girişime girdiğimde temaslar aynen devam ediyor.

GG - Bir kitap mevzuu vardı?

BÖ - Kitap, 4 yıldır uğaşıyoruz fakat bazı nedenlerden olamadı; bu yüzden gecikti... GG - Doğayı doğa yapa enerjidir diyordunuz, nedir bu enerji sizce?

BÖ - Enerji, bizim Tanrı olarak kabul ediyoruz.

GG - Doğa enerjisi ile beyin enerjisini birleştirmek için çok çalıştım buyurdunuz; bu nasıl bir çalışmadır?

BÖ - ....sinir sistemine sirayet edinceye kadar doğa enerjisine saat ayırdım, muayyen saatlerde, iki üç saat daima beyin enerjimi doğa enerjisinin derinlerine kadar sokmayı istedim, sinir sistemime işledikten sonra herhangi bir arzuda bulunduğum zaman mesela bir laleyi görmek istedim; sinir sistemine laliye aldırtıktan sonra laleyi gördüm. Anlatabildim mi, bilmiyorum?

GG - Uzaydan geldiğini söylediğiniz o üç kişi malumat ilettiler dediniz? Bu ilişki ne şekilde oldu?

BÖ - Ben konuşmadım, onlar bana şey yaptılar; Türkçe konuştular; aramız 40 m. yanımda gibiydi.

GG - Bu üç kişinin fizik yapısı nasıldı?


BÖ - Biz insanlar gibi, fakat tür değişik, boyları da ;üçü de aynı boydaydı.

GG - Evren haritasında diğer uygarlıkların nerelerde olduğunu gösteren malumat var mı? Size bu haritayı çizdirmenin nedeni nedir?

BÖ - Bütün galaksiler önce kainat haritasına alınmıştır sonra gezegenler... bilmediğimiz isimlerin hepsi yazılıdır; kainat haritasının içindeki oluşumun hepsi yazılıdır.

GG - O adları öğrenmek istemiyorum; o adlar bizim dilimize benzer kelimelerden mi yoksa yabancı mı?

BÖ - Mesela Hulvis gezegeni diyor; ama o bizce Hulvis değil, Venüs diye isimlendiriliyor... benzer başka gezegenler de öyle ama konuşması Türkçe ama ben bir İngiliz olsaydım muhakkak ki İngilizce konuşacaktı...

GG - Özellikle o alet...

BÖ - Evet, farkındayım; tekrar görüştüğümüzde değişmişti alet; fincan ağzı gibiydi...

GG - Cinsiyet farkı var mıydı?

BÖ - Benim gördüğüm erkekti, tabii kapalı kendilerine göre elbiseleri vardı. Erkek, görünüşte saçın kesimi çok çıplak, kabak kesim...

GG - İlk görüşmenizden sonra, ayrılışlarını görebildiniz mi? Nasıl ayrıldılar?

BÖ - Ondan sonra bir darbe oldu; amcam hastaneye götürmüştü... zaten avucunu kaldırdığı zaman ben kendimi porselen gibi kırıldım zannettim, yerde gördüm... ortadaki avucunu kaldırınca birşey çarpmış gibi şey yaptım; deriler falan benim kavladı, döküldü... doktor çarpılmış dedi; dediğim gibi cin, şeytan gibi isimler takmayalım kendimize bile bile...

GG - Siz istediğiniz zaman onlarla temas kurabiliyormusunuz?

BÖ - Tabii, düşünce yoluyla istediğim zaman temas kurabiliyorum. Demin anlattığım gibi o girişime gireyim; mesela kaç gün, 30 gün o girişime girerim... bütün sinir sistemine yerleştirdikten sonra o şeyi kurarız.

GG - ELbiseleri merak ettim; bir de o alet konuşmaları için miydi? Arzın atmosferine uyum sağlak için olabilir, telepatiyle verdiğine göre?

BÖ - Elbiseleri resimde var0 86´da birşey çıkacak, tabii inanılacak birşey değil; bu yer dünyasında olmamış... diğer devletler bu gün için biliyorlar; onların ellerindeki plan çok güçlüdür... 1986 yılında bir gezegenden bir canlı şey yapılacak... zaten bizin güneş sistemindeki gezegenlerde, bir tanesinde yapılıyor bir gezegende...

GG - Peki, sonra görüşmeniz nasıl oldu?

BÖ - Karşı karşıya deği... temasla zaten biz bu yapımları da çalışma odamda bir sinema şeyi gibi karşıma inerdi, gece yapıldı, bu yapımlar gündüz katiyyen yapılmadı; ilk görüşmede karşı karşıya idik...

GG - Bir daha gözükmediler mi?


BÖ - Yok.
BB - Buyurdunuz ki. evrendeki tüm galaksilerin adını yazdık. Şimdi öyle bir tablo çıkıyor ki, sayısı milyarları aşan gezegenlerin adlarını... Halen haritanızda milyarlarca isim mi vardır veya nasıl sığdırdınız?

BÖ - Şimdi biz galaksilerin şeyini yazdık... işte o iç gezegenleri aldık... diğer galaksilerin iç gezegeniyle bizim galaksimizin iç gezegenleri...

BB - Ama bizim galaksimizin 100 milyar...

BÖ - Her neyse, biz ismi geçenleri aldık.

BB - Peki, evrendeki deyince... onu anlayamadım?

BÖ - Yok milyarlarca değil efendim sadece iç gezegenlerin ismi... belki ben orda yanlış söyledim...

(Başka bir konuk söz alıyor ve soruyor.)

TB - Neden ben dediniz mi?

BÖ - Yani bütün yer dünyasında neden siz şey oldunuz, böyle mi sorarsınız... bizde ırsi olarak var, sadece bende değil, daha evvel atalarımızda da görülmüştür ama duyurulmamıştır, devam edip gelmiştir.

TB - Onlarla ne gibi olaylar oluyor? Bilginiz var mı?

BÖ - Resmen gelipte bir Hızır gibi. Hızır dedikleri var ya, Hızır gibi görüşme şeklinde görüşülüyor... herhangi birşey olmadan, başına gelmeden, önceden söyleniyor rüyasında...

GG - Uzaylıların araçla gezdirdikleri olaylar anlatılıyor, böyle bir şey yaşardınız mı?

BÖ - Böyle bir şey oldu; Işık hızından hızlıydılar. başka gemiler de gördük, bizden hızlı... gezegene gittik...

GG - Sonra o gezegene gittiniz mi?

BÖ - Evet, gezegene indik.

GG - Orada ne yaptınız, ne konuştunuz?

BÖ - Demin de söylediğim gibi bir anda yapılacak şey değil. Bir kitap yazıyoruz, bu yönden bazı şeyleri, sizleri tatmin edecek konuşmamızın olmadığının nedeni, kendimizi bazı yerden çektiğimiz için kelimeler düüşük çıkıyor. Ben biliyorum, kaçınıyorum mecburen. Bu anda vezinler de tutmuyor, kelmeler de. O zaman çok değişiyor, biz tabii kitaba göre çok şeylerden kaçınıyoruz, mecburiyetinde kalıyoruz, bunu biliyoruz, aslında ben hiç konuşmayacaktım fakat ısrarla bir kaç şey yaptık...






Bu konuşmaya karşın Behçet Öcal, 18 Aralık 1977 tarihle Hürriyet´te daha farklı konuşuyordu; "Ürktüm, bütün vücuduma binlerce toplu iğne batıyordu sanki, top mermisini andırır parlak bir ışıktı, içinden biri kadın, üç kişi çıktı. Bana bir şey yapmayacaklarını, başka dünyalardan geldiklerini söylediler, neresi olduğunu açıklamadılar, bana sık sık görüneceklerini ve resimler göndereceklerini söyleyerek geldikleri gibi gittiler... bu haritada göremediğiniz, ışık ve renk ayrımı yapabilen bir cihazın altına tutulduğunda görülebilecek dünyalar da çizilmiştir. Haritada belirttiğim üzre, evrenin merkezi Kür´dür, Kür Sistemi´nin patlamasıyla evren oluşmuştur. Bizim güneş sistemimizin yanısıra, öteki sistemlerin adları, Morikon, Hulviz, Cemkon, Lev, Morsanit, Lakit ve Ars´dır..." Haluk E. Sarıkaya, haritada Güneş Sistemi´nin 5 cm. çapında bir dairenin içine sığdırıldığını, bunun dahi eğitimsiz bir çoban için başarı olduğunu yazıyordu. Behçet Öcal, görmüş olduğu UFO´nun eskizleriyle birlikte, başka çizimleri ve uzaylıların kendisine açıklamış olduğu bilgiyi içeren bir kitabın bulunduğunu ve bunu incelemek için bilim adamlarına teslim edebileceğini de ekliyordu.

Sonuç olarak, Behçet Öcal olayı ile ilgili bilgiler bu düzeydedir, kendisinin halen nerede olduğu bilinmiyor. Ama olayın yapısı veya anlatımı sağlıklı görünmüyor; her ne kadar Ankara Toplantısı´ndaki söyleşi Öcal´ı deşifre etmek amacıyla yapılmamışsa da yani çelişkiler ve mantıksızlıklar göz ardı edilmişse de, sıradan bir çobanın böyle bir iddiaya neden kalkıştığı şaşırtıcıdır. Belki Öcal, gerçekten normalötesi bir olay yaşamıştır ama ne olduğunu görüldüğü kadarıyla anlatamamaktadır. Elindeki harita üzerinde ciddi bir bilimsel araştırmanın yapılmış olduğunu gösteren bir ipucu yoktur; sözünü ettiği profesör kimdir? Hürriyet Gazetesi, olayı medyada her zaman yapıldığı gibi, sadece bir haber olarak görmüş ve sonrası izlenmemiştir. Yine de, Behçet Öcal olayı, yurdumuzdaki fakir UFO literatüründe önemli bir yer tutar, benzeri iddialar yoktur, hele bir de harita gibi somut bir objenin varlığı... Behçet Öcal´ın kendince bir kurgu peşinde olduğunu not etmek kaydıyla son karar okurların ama en can alıcı soruyu da unutmamak gerekiyor çünkü bu uzaylıların işine akıl ermiyor; bir dağın başına inip, bir çobanla neden ilişki kuruyorlar ve neden eğitimsiz birine evrensel haritalar çizdiriyorlar?  
Bugün 284810 ziyaretçiZiyaretci Sayısı
En çok merak edilenler !  
  Türkiye'nin Bilgi Merkezi
Web Master,Film,Video,Sinema,Html Kod Arşivi,Web-tasarım,Ucuz Hosting ve Domain
(100 Gelen 870 Giden)

Beyin Gücü Türkiye
Beyin Gücü, Telekinezi öğrenin, Telepati öğrenin, Astral Seyahat, Zihin Kontrolü, Rüya Kontrolü,Hafıza Teknikleri
(80 Gelen 1120 Giden)

PsikoSes.Com
Telkinli Mp3 ve Kişisel Gelişim Forum Sitesi
(5 Gelen 561 Giden)

seartpublic
counter-stirke için qüzel bir site
(0 Gelen 673 Giden)

mobidic genç odası
Genç Odası,Bebek Odası,Mobilya,Antalya Mobilya,Kids Furniture
(0 Gelen 577 Giden)

Onur Çelikörs / Veteriner Hekim
Veteriner Hekim ve Zir. Yük. Müh. Onur Çelikörs'ün hayvan sağlığı ve hayvansal üretim konularında yazılarını yayınladığı web sitesi.
(0 Gelen 69 Giden)

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
İLETİŞİM  
 
E-mail: mertsuslu@gmail.com +90 554 825 79 84
 
Sitemize Bağlananlar  
   
FaceBook Bağlantımız  
 
BEGEM-Beyin Eğitimi ve Geliştirme Merkezi

Sayfanızı Da Tanıtın